Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Srebrenitsa Katliamı

Üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen, Srebrenitsa hala unutulmadı, Unutmayacağız.
.
Tarihler 11 Temmuz 1995’i gösteriyordu. Boşnaklar ve Sırplar arasındaki savaşta Sıpların komutanı General Ratko Mladiç tek taraflı hüküm sürmenin peşine düşmüştü. Boşnaklar ise ellerinde ki imkanlarla uluslararası haklarını koruma adına girişimlerde bulundu ve bu konuda Birleşmiş Milletler devreye girerek, Hollanda’dan bir askeri timi Boşnakları koruması için Srebrenitsa’ya göndermişti.

Tarih o kadar acımasız ki, herşeyi bize gösterdi. Hollandalı komutan Ton Karremans Potocari, sanki Boşnakları korumak için değil Sırpların kadim dostuymuş gibi görüntülere yer verdi. Hatta Boşnakları korumak için görevlendirilen Komutan Karremans, sanki Sırpların bir subayı gibi talimat alır hale gelmişti. Keza yıllar sonra dahi kadeh kaldırılarak verilen görüntüler bunu kanıtlar nitelikteydi.

Arkasından Komutan Karremans, Boşnaklara açıklama yaptı ve dediki “Silahlarınızı bırakın, canlarınız güvendedir.” Boşnaklar Birleşmiş Milletler adına bu çağrının yapıldığını bildiği için, denileni yaptı. Fakat bir kısım Boşnaklar , Sırp askerlerin arkalarından vuracağına adı kadar iyi bildiği içinde bu çağrıyı önemsemek istemese de uymak zorunda kaldı.

Peki Sonra mı Ne Oldu? 11 Temmuz 1995’te gözü kanla bulanmış olan Ratko Mladiç “Türklere karşı olan isyanımıza karşı bugün Boşnak Müslümanları öldürme vaktidir” diyerek önce Müslüman isimlerinin olduğu sokak tabelaları indirildi, sonra Sırp askerleri tarafından yapılan “herkes dışarı çıksın” çağrısına yaptı. Bir kısım Boşnak ise, dağlara çıktı. Sırp Komutan Ratko Mladiç ise bunu bir anlaşmanın bozulması gibi gördüğünden, tam 8372 kişi katledilmesiyle lanet bir savaş son bulmuş oldu.

Büyük adamlar, Uluslararası Hukuk ve Diploması açısından bu katliamda kendilerini ne kadar temiz çıkarmaya çalışsalar da bizim vicdanlarımız hiçbir zaman 4 yaşında bir çocuğun annesine söylediği şu cümleleri unutturmayacaktır.

“Çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne?”

Gerçek adaletin en kısa sürede gerçekleşmesi dileğiyle;

|Uluslararası İlişkiler Komisyonu Paylaşımıdır|